Graffitinin vandalizm mi, sanat mı olduğu sorusu, Eski Mısır'a kadar uzanan tarihçesi kadar eski bir tartışma konusu. Bir tarafta kişiye veya kuruma ait mülkiyet hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle vandallık olduğunu savunanlar, diğer tarafta yapılan çalışmaların görsellik, aktivizm, yetenek, mesaj içerdiği için sanat kabul edilmesi gerektiğini iddia edenler var.
Dünyanın birçok şehrinde bu iş için ayrılmış bölgeler, düzenlenen festivaller olmasının yanında, birçoğunda da graffiti ile sistematik olarak mücadele eden yerel yönetim birimlerinin olduğu
gerçeğinden yola çıkarak graffitinin evrimleşmekte olan bir illegal sanat olduğu sonucuna varabiliriz.
Kimi graffitiyi, içerdiği sosyal ve politik mesajlar ya da sadece görselliği yüzünden sokakları çirkinleştiren bir vandallık olarak algılar, kimi sokağa taşmış sanat olarak görür. Kimi graffiti güzeldir, kimi güzel değildir, tartışılır. Ancak çerçevelenmiş bir tuval üzerinde, sergi salonunda teşhir edilen bir resim sanattır, fakat aynı resim bir binanın duvarında veya bir viyadük ayağında olursa sanat değildir yaklaşımı sağlıklı bir yaklaşım olamaz.
Graffiti, bütün bu tartışmaların arasında Stylewriting, Scratching, Etching, Tagging, StreetArt, Stencil gibi birbirinden çok farklı türleri ile kendi ticari sektörünü, kendi jargonunu ve yaşam tarzını zaten çoktan oluşturmuştur.
ROA, 1976 doğumlu Belçika'lı bir graffiti sanatçısı. Dev boyutlarda, siyah beyaz çizdiği hayvan resimleri dünyaca ünlü olmasını sağlamış, fakat kendisi ROA ismini kullanmayı ve anonim kalmayı tercih ediyor. Bunun sebebini 'Grafittinin özgür bir sanat olduğu, ve özgür kalabilmesi için isimlerin ve kişilerin öne çıkmaması gerektiği' şeklinde açıklıyor.
ROA'nın graffitileri sanat çevrelerinin dikkatini ilk 2010 yılında çekmiş. İngiltere'de Hackney belediye meclisi, görüntü kirliliği yarattığı gerekçesiyle bir kayıt stüdyosunun duvarına çizilen dev tavşan resminin silinmesi tebliğ etmesi üzerine stüdyo ve belediyenin girdiği hukuk mücadelesi, beraberinde bu eserin sanat olup olmadığı tartışmasını da getirmiş.
Müzik dinleyerek ve sadece sprey boya kullanarak çizdiği hayvan resimleri bugün birçok avrupa ve amerika kentlerinde, Afrika ve Avustralya'daki binaların duvarlarında yer alıyor. Hayvanları takıntılı derecede sevdiğini, onların bu dünya hakkında bizden daha çok anlatacak şeyi olduğunu söyleyen ROA, 'medeniyetin ortasındaki vahalar' olarak nitelendirdiği terkedilmiş ve sakin yerlerde çalışmayı yeğliyor ve çizimlerinde o yörede bulunan sıradan hayvanları kullandığını söylüyor.
Gençliğinde graffitileri yüzünden polis ile bazı sorunlar yaşadığını itiraf eden sanatçı, bu konuda töleransın en az olduğu şehirlerin Barselona ve Londra olduğu kanısında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder